Kerl Quotes

1. "Tekerlekler üzerinde kayan zindanimin karanliginda, yorgunlugun ta derinliklerinden gelismisçesine, sevdigim bir kenti, kendimi mutlu hissettigim belli bir saatin bütün bu alisilmis gürültülerini eskisi gibi, bir bir bulur gibi oldum. Gerginligini yitiren havada, gazete saticilarinin sesi, küçük parktaki son kuslarin ötüsü, sandviç saticilarinin bagrismasi, kentin yüksek dönemeçlerinde tramvaylarin çikardigi iniltili gicirtilar ve gögün daha gece limanin üzerine çökmeden önceki ugultusu, bütün bunlar, benim için, cezaevine düsmeden önce bildigim gözü kapali bir gezintiyi düzenliyordu. Evet, bu saat, bundan çok zaman önceleri, kendimi mutlu hissettigim bir saatti. Beni o zamanlar bekleyen, hep hafif ve deliksiz bir uykuydu. Ama yine de bir seyler degismisti. Yarini gözlerken, kendimi yeniden hücremde buluverdim. Yaz göklerinde uzanip giden o bildik yollar insani günahsiz uykulara da zindanlara da götürebiliyormus demek."
Author: Albert Camus

2. "Ein guter Freund hat einmal zu mir gesagt, die Probleme seien wie Kakerlaken." Immer wenn er ernst sein sollte, verfiel er in einen scherzhaften Ton. "Wenn man sie ans Licht holt, erschrecken sie und machen sich auf und davon."
Author: Carlos Ruiz Zafón

3. "Beni taniyan herkesin size söyleyecegi gibi, makbul biri degilim. Kötü adami sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. Iyi isleri olan sinek kaydi trasli, kravatli tiplerden hoslanmam. Ümitsiz adamlari severim, disleri kirik, uslari kirik, yollari kirik adamlari. Ilgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadinlardan da hoslanirim; çoraplari sarkmis, makyajlari akmis, sarhos ve küfürbaz kadinlardan. Azizlerden çok sapkinlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yaninda rahatimdir, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem.Toplumun beni sekillekendirmesinden hoslanmam."
Author: Charles Bukowski

4. "Sie haben diesen Mistkerl genau da erwischt, wo es wehtut: bei seinem Ehrgeiz."
Author: Eoin Colfer

5. "Warum sollte der Tod einen Mann ehrlicher oder gar klüger machen? Die Toten sind wahrscheinlich dumme Kerle, die sich unaufhörlich beklagen - die Erde ist zu kalt, mein Grabstein sollte größer sein, warum hat er mehr Würmer als ich..."
Author: George R.R. Martin

6. "Bir gün gelecek, binalarimiz çökecek, otomobiller hurdaya dönmüs olacak, uçaklardan ve roketlerden kurtulmus olacagiz, tekerlegin ve atomun parçalanmasini bulmus olmaktan vazgeçecegiz, mavi tepelerden taze bir rüzgâr esecek ve cigerlerimizi alabildigine dolduracak, ölmüs olacagiz ve soluk alacagiz; bu, hayatin ta kendisi olacak.Çöllerde sular tükenecek, biz yeniden çöllere dönebilecegiz ve vahiylere kulak verecegiz, savanlar, göller ve akarsular ariliklariyla bizi çagiracak, elmaslar kayalarin içinde kalacak ve pariltilari hepimizi aydinlatacak, balta girmemis ormanlar, bizi düsüncelerimizin karanlik ormanindan çekip alacak, düsünmeye ve aci çekmeye son verecegiz; bu, kurtulusun ta kendisi olacak."
Author: Ingeborg Bachmann

7. "Herr kakkerlakk i fotsid frakk og med for store sko, gikk på basar og vant et par kalosjer nummer to. Herr kakkerlakk sa tusen takk! og pakket gaven sammen, nå skal jeg hjem og vise dem til barna ogg madammen!"
Author: Inger Hagerup

8. "Barmen, radyoyu açmisti. bir haber sunucusu bir sirk yanginindan bahsediyordu ve söyle denildigini isittim: "ve hipopotamlar tanklarinda haslanip öldüler." bu ayrintilari radyo spikerlerinin karakteristik tatli dilli, hevesli üslubuyla anlatiyordu..."
Author: Jack Kerouac

9. "He was waving. "Saukerl," she laughed, and as she held up her hand, she knew completely that he was simultaneously calling her a Saumensch. I think that's as close to love as eleven-year-olds can get."
Author: Markus Zusak

10. "Saukerl, musitó Liesel riendo y, cuando levantó la mano, supo sin lugar adudas que él a su vez la estaba llamando Saumensch. A los once años, creo quees lo más parecido al amor que podían experimentar."
Author: Markus Zusak

11. "Cigarette, flipped it on the table, and began on another. "Just like this." That was when Mama finished her soup with a clank, suppressed a cardboard burp, and answered for him. "That Saukerl," she said. "You know what he did? He rolled up all of his filthy cigarettes, went to the market when it was in town, and traded them with some gypsy." "Eight cigarettes per book." Papa shoved one to his mouth, in triumph. He lit up and took in the smoke. "Praise the Lord for cigarettes, huh, Mama?" Mama only handed him one of her trademark looks of disgust, followed by the most common ration of her vocabulary. "Saukerl." Liesel swapped a customary wink with her papa and finished eating her soup. As always, one of her books was next to her. She could not deny that the answer to her"
Author: Markus Zusak

12. "Hals und Beinbruch, Saukerl."
Author: Markus Zusak

13. "She stood up and took the book from him, and as he smiled over his shoulder at some other kids, she threw it away and kicked him as hard as she could in the vicinity of the groin.Well, as you might imagine, Ludwig Schmeikl certainly buckled, and on the way down, he was punched in the ear. When he landed, he was set upon. When he was set upon, he was slapped and clawed and obliterated by a girl who was utterly consumed with rage. His skin was so warm and soft. Her knuckles and fingernails were so frighteningly tough, despite their smallness.You Saukerl." Her voice, too, was able to scratch him. "You Arschloch. Can you spell Arschloch for me?"
Author: Markus Zusak

14. "»Bewaffnen Sie sich«, sagte der Schweinkerl zu mir, »mit der einen oder andern dieser Waffen. Da ist mein Arsch, er ist, wie Sie sehen, trocken, mager und sehr hart. Greifen Sie ihn an!« Ich gehorchte."
Author: Marquis De Sade

15. "Was denkt Er sich, Lausekerl? Will Er mit Seinem Altweibergebiss Soldat werden? Scher Er sich weg da, Er Zahnkrüppel, sonst vergess ich mich!"
Author: Otfried Preußler

16. "Tidak payah bersentuhan tangan, kerana mereka sudah bersentuhan hati. Tak payah berbalas kerlingan mata kerana mereka sudah pun berbalas-balas doa."
Author: Pahrol Mohamad Juoi

17. "Mereka adalah kerlip cerah yang sungguh berarti baginya, bersinar, seperti arti dari eclair sendiri, yang berarti cahaya."
Author: Prisca Primasari

18. "Folk våknet sent, for det var ikke noen morgen lenger, fiskerleiet lå lydløst under urørt snø mellom husene, til barna ble sluppet ut og gravde tunneler og huler og skrek og skulle passe seg selv."
Author: Tove Jansson

19. "Herkes orta sekerli içiyor. Herkesin ruhu ortada. Uçlara gidemiyor kimse.."
Author: Yekta Kopan

Kerl Quotes Pictures