Lulu Quotes

1. "Mutluluk, yetinmeyi bilmektir."
Author: Ahmet Ümit

2. "Romantik dönem boyuncaruhun hisle bagdastirildigindan bahsetmistik; ancak sunu söylemekte yarar var ki çok kisa bir süre sonra his;zevkleri ya da mutluluklari degil de acilari hissetmekle özdeslerstirilir oldu.Bir seyleri derinden yasamak; mutlu olmak;dusta islik çalmak ya da bahçede sarki söylemek anlamina gelmiyordu: Ruhu olan insan acilara duyarli insan demekti artik."
Author: Alain De Botton

3. "But I read comic books. I read things like Richie Rich and Little Lulu."
Author: Alison Bechdel

4. "Bir ekip yönetmek, sorumlulugu baskalarina dagitmak ve ne zaman geride durup bir baskasinin yönetmesine izin verecegini bilmek demektir. En iyi kaynaklarinizin ne oldugunu ve onlari nasil kullanabileceginizi anlamak demektir.(syf. 92)"
Author: Ally Carter

5. "You are the trip I did not take, you are the pearls I could not buy,you are my blue Italian lake, you are my piece of foreign sky.You are my Honolulu moon, you are the book I did not write,you are my heart's unuttered tune, you are a candle in my night.You are the flower beneath the snow, in my dark sky a bit of blue,answering disappointment's blow with "I am happy! I have you!"
Author: Anne Campbell

6. "Üzerlerine çig damlalari düsmüs gür çiçeklerin boy attigi parki, bahçeyi, saçakli kökleriyle basi göklere eren çam agaçlarini, çavdar tarlasini, gelistirdigi bilimi, gençligini, cesaretini, sevinçlerini, güzelligine doyamadigi yasami yardima çagiracakti... Halinin üzerinde, yüzünün yaninda olusan kan birikintisini görüyor, bagirmak istedigi halde duydugu dermansizlik yüzünden bir sey söyleyemiyor, ama anlatmasi zor, sinirsiz bir mutluluk bütün bedenini dolduruyordu."
Author: Anton Chekhov

7. "When I meet with world leaders, what's striking — whether it's in Europe or here in Asia…" — Barack Obama, mistakenly referring to Hawaii as Asia while holding a press conference outside Honolulu, Nov. 16, 2011"
Author: Barack Obama

8. "I tried to find a word for it in my thesaurus, but there isn't one. At least, not one that doesn't belittle the plight of POWs and victims of famine. I guess we can just call it beyond suck. -Lulu Dark"
Author: Bennett Madison

9. "Looking back Little Lulu was an early feminist, but at the time I just thought she was a really feisty developed comic strip character."
Author: Bill Griffith

10. "Honolulu is a melting pot."
Author: Bruno Mars

11. "Bana sorarsaniz gerçek mutluluk yaz yagmuru gibi birden bosanmaz insanin basina. Davranisimiza, çevremizdeki insanlarla iliskimize her gün azar azar çekidüzen vererek eksiklerimizi tamamlariz. Yavas yavas biriken bir seydir mutluluk."
Author: Chingiz Aitmatov

12. "Okay," Nina said. "What if you two drop the special acid and concentrate on opening the gate again, and I'll stand by with Lulu."
Author: Christa Faust

13. "Cahillik bir zamanlar sonsuz mutluluktu."
Author: Chuck Palahniuk

14. "Antropologlar, yasam biçimlerimizin, inandigimiz degerlerin, mümkün olan yegâne yasam biçimleri ve degerler olmadigini; baska yasam tarzlarinin, baska deger sistemlerinin de insan topluluklarinin mutluluga ulasmasina imkân vermis oldugunu ve hâlâ da vermeye devam ettigini kanitlamaya çalisirlar. Dolayisiyla antropoloji, böbürlenmelerimize gem vurmaya, baska yasam tarzlarina saygi duymaya, bizi sasirtan, soke eden ya da tiksindiren baska usulleri ögrenmek suretiyle kendimizi sorgulamaya çagirir bizleri....Antropologun kendine özgü kültürler arasindaki farklara gösterdigi dikkat ve duydugu saygi, yaklasiminin özünü olusturur."
Author: Claude Lévi Strauss

15. "Unlike most major American cities, Honolulu is geographically insulated from the rest of the country. When disaster strikes we cannot call on neighboring states for assistance."
Author: Daniel Akaka

16. "Ulusal alaycilar toplulugu: sanki desteginize ihtiyacimiz var da. -251"
Author: Darynda Jones

17. "Insanlarin çogu aslinda delidir, hayir söyle demeliyiz, çesitli sekillerde delirmeyen kimse yoktur, bu yüzden zorunluluk benzerini benzeriyle bulusturur."
Author: Desiderius Erasmus

18. "Ya da yasamin boyunca hem kendine hem de baskalarina karsi duydugun sorumlulugu terbiyeli sekilde yerine getirebilir misin (çünkü terbiyeli davranis sadece bir yetenek degildir, her eylemin basidir), elinde her an sana yardima hazir, su benim ikizim ve vekilim 'Kendini Begenmislik' olmasa? Her firsatta tam anlamiyla benim rolümü üstlenir kendisi. Çünkü insanin kendini begenmesi kadar delice bir sey olabilir mi? Kendine hayran olmasi kadar? Ama insan kendini begenmese, makul, hosa giden ve terbiyeli bir davranis sergileyebilir mi?"
Author: Desiderius Erasmus

19. "…nasil etikte kötü iyinin bir sonucuysa, yine ayni sekilde sevinçten keder dogar. Ya geçmiste kalmis mutluluklarin anisi bugünün acisidir, ya da var olan istiraplar kökenlerini var olmus olabilecek esrikliklerden alirlar."
Author: Edgar Allan Poe

20. "Honolulu represents the worst of all that. Yet every time I fly in, anticipation begins to build just about the time I think I'll go crazy, stuffed into a narrow airliner seat between honeymooners and retired couples looking for Shangri-La.I'd like to tell them to hold on tight to that person beside them, because that's where they'll find paradise. It is not a beach or a palm tree grove or the brim of a smoking black crater. It's a plateau inside their hearts, one that can only be reached in tandem."
Author: Ellen Hopkins

21. "Nu exista argumente pentru a trai. Aceluia care a ajuns la limita nu-i mai ramîn decît motive nemotivate spre a trai. În culmea disperarii, pasiunea absurdului este singura care mai arunca o lumina demonica în haos. Cînd toate idealurile curente, moral, estetic,religios, social, nu mai pot directiona viata si nu-i pot determina o finalitate, atunci cum se mai poate mentine viata spre a nu deveni neant? Numai printr-o legare de absurd, prin iubirea inutilului absolut, adica a ceva care nu poate lua o consistenta, dar care, prin fictiunea lui, poate sa stimuleze o iluzie de viata"
Author: Emil Cioran

22. "Kendimi teselli için çok defa söyle derim; Pekala, Pekala, ihtiyar gönül! Basina bir sanssizlik geldi, bunu sanki bir mutlulukmus gibi al ve tadini çikar."
Author: Friedrich Nietzsche

23. "¿Entonces, Lulu? ¿Qué dices? ¿Quieres ir a París por un día? ¿Sólo por un día?Es totalmente una locura. Ni siquiera lo conozco. Y podría ser atrapada. ¿Y qué tanto de París puedes conocer en un día? Y todo esto podría resultar desastrosamente mal en muchas formas. Todo eso es cierto. Lo sé. Pero no cambia el hecho de que quiera ir.Así que esta vez, en vez de decir no, intento algo diferente.Y digo, sí."
Author: Gayle Forman

24. "-Hay un mundo de diferencia, Lulu, entre el enamoramiento y el amar."
Author: Gayle Forman

25. "I realize it's not just Willem I'm looking for; it's Lulu too."
Author: Gayle Forman

26. "When I'd looked back up at the window, the white curtain flapping in the gusty breeze, I'd felt both sadness and relief, the oppositional tug of heaviness and lightness, one lifting me up, one pushing me down. I understood then, Lulu and I had started something, something I'd always wanted, but also something I was scared of getting. Something ai wanted more of. And, also, something I wanted to get away from. The truth and its opposite."
Author: Gayle Forman

27. "And this is the truth. Because I may be only eighteen, but it already seems pretty obvious that the world is divided into two groups: the doers and the watchers. The people things happen to and the rest of us, who just sort of plod on with things. The Lulus and the Allysons. It never occurred to me that by pretending to be Lulu, I might slip into that other column, even for just a day."
Author: Gayle Forman

28. "Hiçbir gerçek yoktur ki, karsiti da gerçek olmasin! Yani söyle: Bir gerçek ancak tek tarafliysa, dile getirilip sözcüklere dökülebilir. Düsüncelerle düsünülüp sözcüklerle söylenebilen ne varsa tek taraflidir, hepsi tek tarafli, hepsi yarim, hepsi bütünlükten mükemmellikten ve birlikten yoksun.Ulu Gotama ögrencilerine dünyadan söz açarken, çile ve esenlik diye ikiye ayirdi. Baska türlüsü olanaksizdir, ögretmek isteyen birinin izleyecegi baska yol yoktur. Ancak dünyanin kendisi, gerek çevremizdeki, gerek içimizdeki varlik asla tek tarafli degildir. Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle Sansara, tümüyle Nirvana degildir, asla bir insan tümüyle kutsal ya da tümüyle günahkar olamaz. Böyle gibi görünmesi yanilmamizdan, zamana gerçek bir nesne gibi bakmamamizdandir. Zaman gerçek degildir, Govinda, ben sik sik yasadim bunu. Zaman da gerçek degilse, dünya ile sonsuzluk, aci ile mutluluk, kötü ile iyi arasinda var gibi görünen çizgi de bir yanilgidan baska sey degildir."
Author: Hermann Hesse

29. "Elbette ki tanrilar her insana bagislamazlariyi bir beden, akil ya da topluluk önünde konusma yetenegiKiminin yüz güzelligi digerlerinden asagidir amatanri onun varligini tatli dille taçlandirmistir"
Author: Homer

30. "Toplumu, açikgöz davranip herkesin zararina kendi mutlulugunu kurma kuramiyla açiklamak yikici bir ögretidir,bunun agir çikarimlari, yasaya, insanlara ya da bireye verdigi zarari bile belli etmeden, gizlice elde edilen her seyin iyi ve uygun biçimde kazanildigina inandirir insani."
Author: Honoré De Balzac

31. "Kim demis hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düsünce! Hayat hayattir, bir ödevdir, ödev dedigin de çetin bir istir. O halde ödevimizi yapalim…"
Author: Ivan Goncharov

32. "He seemed to savor telling the story, as if he'd memorized its details especially for her: how three or four days after she and Lulu had left the general's redoubt, the photographers began showing up, first one or two whom the soldiers ferreted out of the jungle and imprisoned, then more, too many to capture or even count-they were superb hiders, crouching like monkeys in the trees, burying themselves i shallow pits camouflaging inside bunches of leaves. Assassins has never managed to locate the general with any precision, but the photographers made it look easy: scores of them surging across the border without visas, curled in baskets and wine casks, rolled up in rugs, juddering over unpaved roads in the backs of trucks and eventually surrounding the general's enclave, which he didn't dare leave."
Author: Jennifer Egan

33. "Her sey içime dokunurdu. Bir yabancinin pesinden giden bir köpek. Içimi burkardi. Yanlis ayi gösteren bir takvim. Sirf bunun için aglayabilirdim. Aglamistim da. Bacadan tüten dumanin bitisinde. Devrik bir sisenin masanin kenarinda takilip kalisinda.Hayatimi daha az duygulanmayi ögrenmeye harcadim.Her gün daha az duygulandim.Büyümek midir bu? Yoksa daha beter bir sey mi?Kendini mutluluktan korumadan mutsuzluktan koruyamazsin."
Author: Jonathan Safran Foer

34. "Abdullah böylesine kirilgan ,ufak tefekbir bedenin bu kadar bol mutlulugu,bu kadar çok iyiligi nasil barindirabildigine hayret ederdi.Barindiramiyordi zaten.disariya tasiyor,gözlerinden oluk oluk akiyordu."
Author: Khaled Hosseini

35. "Elbette biliyorum, bu pek ise yaramaz. Hepimiz baskalarinin basina gelenleri biliriz, bize çok yabanci görünen hayatlari filmlerden, kitaplardan ögreniriz. Anatilanlardan, hiç yasamak bile, pek çok sey kalir aklimizda...Ama ancak kendimiz yasadigimiz zaman ne oldugunu gerçekten anlayabiliriz.Çogumuz, hayatimizi yikip yeniden kuracak kadar cesur degiliz. Onun için de bizi kimbilir nerede bekleyen gerçek mutlulugun pesinden kosamayiz."
Author: Kürşat Başar

36. "Levin evleneli üç ay oluyordu. Mutluydu. Ama onun bekledigi mutluluk degildi bu. Adimbasi, eski hayallerinin kirildigini hissediyor; yeni beklenmedik hayal kirikliklariyla karsilasiyordu. Mutluydu, ama aile yasaminin içine girince her an, hayal ettigi seyin bu olmadigini hissediyordu. Sikça, durgun bir gölde küçücük bir kayigin düzgün, mutlu gidisini seyreden bir insanin, bu kayiga kendi bindigi anda hissedeceklerini hissediyordu. Bu kayikta yolculugun yalnizca sakin sakin, sallanmadan oturmak demek olmadigini, kayigin nereye gidecegini aklindan bir an çikarmamanin, durmadan düsünmenin, kafa yormanin; altinda suyun oldugunu, kürek çekmek zorunda oldugunu unutmamasinin, alisik olmadigi için avuç içleri acisa bile kürek çekmesinin gerektigini, bunu seyretmenin hos bir sey oldugunu, ama yapmanin, hos olsa bile, çok güç oldugunu görüyordu.iletisim yayinlari, sayfa:476."
Author: Leo Tolstoy

37. "—Yo estoy montado en este animal. Tú estás bastante cerca, y mirando. Sin embargo, crees que el animal está solo. Te equivocas… Atardecido no avanza solo. Yo, un feroz guerrero, estoy escondido en su costado. Y tú que estás allí, y eres un sideresio, no puedes darte cuenta. Atardecido se te acerca. Tú no comprendes el peligro que trae consigo, tú continúas despreocupado. Entonces, cuando estamos suficientemente próximos, aparezco. Sin darte tiempo a nada, cubro a la carrera la corta distancia que nos separa. Caigo sobre ti y tus extrañas armas, y te mato tres veces —Cucub se arrojó contra Dulkancellin, simulado un hacha con su mano—. Mato a este sideresio por el lulu anciano, lo mato por el joven que corría de prisa, lo mato por el águila amiga…"
Author: Liliana Bodoc

38. "Isin daha kötüsü bir önceki gün ve zaten fazlasiyla uzun süredir yaptiklarinizin aynisini ertesi gün yapacak gücü nereden bulacaginizi bilememektir, bu ahmakça girisimler için, bu asla bir sonuca ulasmayan binbir tasari için, yikici zorunluluktan kurtulma denemeleri için, her seferinde çuvallayan o denemeler için gerekli gücü nereden bulacaginizi, kaldi ki bunlarin hepsi de yalnizca kaderin karsi konulmaz olduguna, duvarin dibine düsmek gerektigine kendinizi bir kez daha ikna etmenize yarayacaktir, her aksam, her seferinde daha egreti, daha galiz olan bu ertesi günün kabusunu yasayarak."
Author: Louis Ferdinand Céline

39. "Trebuie sa înveti sa te stapânesti pentru a te adaptaimprevizibilului si a te mentine în activitate pe liniadreapta a obiectivelor"
Author: Marty Gervais

40. "Tekdüzeligi mutluluk üretirdi, sikinti degil."
Author: Milan Kundera

41. "Am vazut ceva curios. Un nebun a iesit din curtea spitalului fara sa fie observat, s-a dus de partea cealalta a gardului de fier si tipa ca e încarcerat. Cerea sa fie lasat liber, adica sa fie adus înlauntru. Mi s-a spus ca a mai facut asemenea scene. Intre oameni obisnuiti, pe strada, se considera încarcerat. Aici, cînd e pus în camasa de forta, respira linistit. "În sfîrsit, sunt liber", suspina el de fiecare data intrînd pe poarta ospiciului."
Author: Octavian Paler

42. "Hingga kamarku berbau nestaparumahku menjadi kutubkhanahyang penuh dengan buku-buku nestapaduduk diam-diam membaca nestapaaku pun luluh ke dalam nestapa."
Author: Ridzuan Harun

43. "I've certainly seen a lot of my cartoonist friends embrace 'Little Lulu' in a much deeper way because their kids love it so much. But that's not gonna be happening for me. There are no kids coming."
Author: Seth

44. "Normal, bilinçli suçluluk duygusunun (vicdan) yorumunda herhangi bir zorluk yoktur. Ben ile Ben ülküsü arasindaki gerilime dayanir, Ben'in kendi elestirel yaninca yargilanisinin ifadesidir."Sigmund Freud, ‘Ben ve O', sayfa 89"
Author: Sigmund Freud

45. "Ungkapan cinta tulus yang persisten sangat efektif untuk meluluhkan hati."
Author: Toba Beta

46. "Kafamda bu dusunceler gecip duruyordur, kalbim parcalanmisti, perisandi, cevremdeki insanlarla sevinmek istiyor, ama bunu yapamiyordum. Kendimi bir hain gibi hissediyordum, o buyuk hatayi ben yapmisim gibi, buna bizzat kendi, varligim ve kisiligimle ben neden olmusum gibi. Annem insanin kendi kendine acimasina neden olan o sucluluk duygusunu ogretmisti bana, hayatimin buyuk bir bolumunde bu duyguyu hep yasadim. Cocukca ve yanlis oldugunu bildigim icin bu duyguyla savastimsa da, o gerginlik ve baski altinda cocuklasmak, yanlis yapmak, tekrar bu duyguya yenik dusmek cok kolaydi."
Author: Ursula K. Le Guin

47. "?i în mine se înalta valul. Se umfla. Î?i arcuie?te spinarea. Simt un dor proaspat, care se cableaza ca armasarul mândru pe care calare?ul îl love?te cu pintenii ?i-l strune?te apoi. Tu, care ma por?i în spinare, spune-mi ce du?man e acela care se vede venind catre noi, în timp ce tropotul nostru rasuna pe caldarâm? E moartea. Moartea e du?manul. Împotriva ei ma napustesc cu lancea culcata, cu pletele fluturând în urma mea ca pletele unui tânar, ca pletele lui Percival când galopa în India. Înfig pintenii în coastele calului. Neînfrânat si dârz , ma napustesc împotriva ta, Moarte!Valurile se spargeau de ?arm."
Author: Virginia Woolf

48. "Apa gunanya banyak baca bukuKalau mulut kau bungkam melulu"
Author: Wiji Thukul

49. "-Iti spun un lucru. Ce este mai apropiat decat fratele de frate, mama de copil?Ce este mai apropiat decat mana de gura, gandul de minte? E viziunea, Roger. Nu ma astept ca tu sa intelegi asta...-Dar pricep,mai incape vorba!Jocelin isi inalta chipul si deodata zambi:-Chiar intelegi?-Dar vine clipa in care viziunea nu mai e decat jocul copilului de-a-sa-zicem.-Aha!Clatina din cap, incet, atent; si luminile plutira.-Atunci nu intelegi deloc. Deloc."
Author: William Golding

50. "Komunitas yang bangkit ini tidak berasal dari kalangan militer atau politikus kerana kedua kelompok ini sedang berada dalam bayang-bayang cobaan sehingga tidak mampu berperan lagi di persimpangan sejarah yang kritis ini. Kerana itu hampir semua sisi kesejarahan meniscayakan tanggungjawab dan menawarkan peran bagi kalangan intelektual untuk merekonstruksi khazanah ilmu pengetahuan dan kebudayaan yang diluluhlantakkan serbuan Mongol di Timur dan Sepanyol di Barat. Mereka harus membangun kedua modal itu sehingga kejayaan ilmiah dapat menggantikan kejayaan politik yang hilang akibat bencana perpecahan dan fanatisme golongan yang akut. Keduanya juga diperlukan guna membangun jaring ruhani dan pemikiran yang memelihara eksistensi dan identitas umat Islam dari keruntuhan, erosi dan perpecahan."
Author: Yusri Abdul Ghani Abdullah

Lulu Quotes Pictures