Top Oyun Quotes

Browse top 72 famous quotes and sayings about Oyun by most favorite authors.

Favorite Oyun Quotes

1. "Romantik dönem boyuncaruhun hisle bagdastirildigindan bahsetmistik; ancak sunu söylemekte yarar var ki çok kisa bir süre sonra his;zevkleri ya da mutluluklari degil de acilari hissetmekle özdeslerstirilir oldu.Bir seyleri derinden yasamak; mutlu olmak;dusta islik çalmak ya da bahçede sarki söylemek anlamina gelmiyordu: Ruhu olan insan acilara duyarli insan demekti artik."
Author: Alain De Botton
2. "Hatirladigim kadariyla, vaktiyle, hayatim bir sölendi, tüm gönüllerin açildigi, tüm saraplarin aktigi bir sölen. Bir aksam, Güzelligi dizlerimin üstüne oturttum. -Ve onu çok aci buldum.- Ve sövdüm ona. Adalete karsi önlem aldim. Kaçtim uzaklara. Ey büyücüler, ey sefillik, ey kin, hazinem size emanet! Kafamdaki tüm insani umutlari yok etmeyi basardim. Her sevincin üstüne siçradim bir vahsi hayvan gibi bogmaz için. Yanima cellatlar çagirdim, ölürken, tüfeklerinin dipçiklerini isirayim diye. Belalar çagirdim, kumla, kanla beni bogsunlar diye. Mutsuzluk ilahim oldu. Çamura uzandim boylu boyuna. Cinayet havasiyla kurulandim. Ve nice oyunlar oynadim delicesine. Ve ilkbahar getirdi bana budalaligin ürkütücü gülümsemesini."
Author: Arthur Rimbaud
3. "En büyük bilgelik su andan zevk almayi hayatin en büyük amaci kilmaktir, çünkü tek gerçek budur, baska her sey düsünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalaligimiz oldugunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnizca kisa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulundugumuz bu an asla ciddi bir çabaya degmez."
Author: Arthur Schopenhauer
4. "Buralar hatiralarla doluydu. Insan böyle seylere nasil dayanir? Yillarin geçip gitmesine ve her seyin bellegin bir oyunuymus gibi bir belirsizligin içine batmis olmasina... Bu ben miyim? Peki o ben miydim? Bütün bunlari yasayan. Hayir seyreden. Karar ver, yasayan mi, seyreden mi? Yasayan degilmis gibi. Geçmiste baska biri, ama simdi ben. Geçmis olunca baska biri."
Author: Baris Biçakçi
5. "Is yerlerinden yorgun argin çikanlar, demir köprüleri zangir zangir titreten, hemzemin geçitlerde çanlar çaldiran trenlere bakarak düslere dalar: Sevgiliye kavusmalar, büyük yolculuklar, alip basini gitmeler... Önce bozkir boyunca dümdüz, sonra yesillikler içinde kivrilarak... Ama iste düstür bütün bunlar ve belediye otobüsleri tiklim tiklimdir!"
Author: Baris Biçakçi
6. "Kimi zaman öyle geliyor ki, hayatim boyunca kati hale geçemedim ben, durmadan masalarin, koltuklarin, sehpalarin altina ve yetiskinlerin ayaklarinin dibine çöken, bereket versin havadan agir bir gaz olarak yasadim bunca yili. Yirmi alti yili. Ve bu yirmi alti yil boyunca tek bir seyi istedim, tek bir seyin pesinden kostum, kos dedim ruhuma, kos alçak, kos pislik, o da kostu…Karsima çikan herkesin, kadin erkek, çoluk çocuk, herkesin bana asik olmasini istedim. Iste benim basit gerçegim! Ama artik, içkili ve kalabalik bir aksam yemegi hayal ediyorum. Açik havada, çiplak ampullerin altinda. Güzel seyler yiyip içmisiz. Nefis bir yaz gecesi. Masada kalan son kisi ben olmak istiyorum. Eslerin birlikte kalkmasini seyrediyorum sessizce. Sonra erkeklerden yemege yalniz gelmis kadinlari evlerine birakmalarini rica ediyorum. Masada tek basima kalmak istiyorum. Rüzgarla sallanan çiplak ampüllerin altinda. Agustosböceklerini dinliyorum ve bir parça kuru ekmek atiyorum agzima."
Author: Baris Biçakçi
7. "Hayir, hayir. Yalnizca dünyanin en mutsuz insanlari sonsuza dek yasamak ister, çünkü hayatlari boyunca istedikleri hiçbir seyi yapamadiklarini düsünürler. Yeterince zamanlari olmadigini, hayattan paylarina düseni alamadiklarini hissederler."
Author: Carol Rifka Brunt
8. "Bak bunlar ellerin senin bunlar ayaklarin Bunlar o kadar güzel ki artik o kadar olur Bunlar da saçlarin iste aksamdan çözülü Bak bu sensin çocugum enine boyuna Bu da yatak olduguna göre altimizdaki Sabahlara kadar koynumda yatmissinBak bende yalan yok vallahi billahi Sen o kadar güzelsin ki artik o kadar olur"
Author: Cemal Süreya
9. "Herhangi bir sey yaratma riskini göze alamadigim için ömrüm boyunca her seye saldirdim..."
Author: Chuck Palahniuk
10. "Ömrüm boyunca kendimi karsi oldugum seyle ifade ettim.Her seye karsi savastim; ama zamanla aslinda hiçbir seyin yaninda olamadigimi da anladim. Ah evet, her seyi elestirebilirim, yakinip yargilayabilirim ama bu bana ne kazandirir ki?Bir seyi kavramakla, yaratmak ayni sey degildir. Isyan çikarmak yapici olmak degildir...Dünyayi parçalara ayirdik ama parçalarla ne yapacagimizi bilemiyoruz.Benim kusagim ve her seyi alaya alisimiz dünyayi daha iyi bir yer yapmadi. Vaktimizin çogunu baskalarinin yarattigi seyleri yargilayarak geçirdigimizden, kendimiz hiçbir sey yaratamadik. Ben isyankarligi bir kaçis yolu olarak kullandim. Elestiriyi sahte bir katilim olarak kullandik. Sanki bir seyler basarmisiz gibi gösterdik. Dünyaya katkisi olan hiçbir seye katilmadim ben."
Author: Chuck Palahniuk
11. "Ya da yasamin boyunca hem kendine hem de baskalarina karsi duydugun sorumlulugu terbiyeli sekilde yerine getirebilir misin (çünkü terbiyeli davranis sadece bir yetenek degildir, her eylemin basidir), elinde her an sana yardima hazir, su benim ikizim ve vekilim 'Kendini Begenmislik' olmasa? Her firsatta tam anlamiyla benim rolümü üstlenir kendisi. Çünkü insanin kendini begenmesi kadar delice bir sey olabilir mi? Kendine hayran olmasi kadar? Ama insan kendini begenmese, makul, hosa giden ve terbiyeli bir davranis sergileyebilir mi?"
Author: Desiderius Erasmus
12. "Yirmi yilda kaç gece vardir kizim? Kaç saat vardir? Yirmi yil boyunca karimin hala yasayip yasamadigini ve nasil yasadigini düsünüp durdum. Onun ve çocugumun. Tanri bu yüzden var. Endise hiçbir ise yaramaz, dua yarar. Bazen..."
Author: Diana Gabaldon
13. "Hazmedememisti Iskender bu ihaneti. Sevip de kandirmayi. Insanin cani kadar sevdigi birini oyuna getirebilecegi aklinin ucundan dahi geçmemisti. O güne dek bilmezdi, birine bütün kalbinle muhabbet besleyip yine de onu incitmek istemenin mümkün olabilecegini.Sevginin ve askin karmakarisik halleri üzerine aldigi ilk hayat dersiydi bu."
Author: Elif Shafak
14. "... Evren, eski küçük oyunlarin sahnelenemeyecegi kadar büyük. Sahnenin evrensel büyüklügüne olaylarin, islerin ve eylemlerin evrensel genisligi uymali. Yoksa yaniliyor muyum? Yildizlar çaginda da sevi olacak, kiskançlik, alçaklik ,büyüklük, cimrilik... Evet, akan bir suda her nokta kendine göre devinir. Kendi istegine göre gittigini sanir. Ama bütün noktalar ayni yere dogru akip giderler. Insanlar da böyle. Gündelik islere yapisip kalabilirler, ya da kendilerini tutkulara birakabilirler. Ama yine de bu, onlarin hep birlikte yildizlara gitmelerini önlemez. Sanat yildizlara dogru bu gidiste onlarin önünde olmalidir. Ama sonsuz göge meydan okuyan bir insan betimlemek ne zor! Yildizlara giden insanin iyiligini yigitligini, gücünü güçsüzlügünü hangi yontuda taslastiracagim? Bilginin sakin gücünü, coskunun atakligini ve duygusalligi, isikli melankolisini hep birden tasa nasil geçirmeli ? Sanat, sen bazen ne kadar güçsüzsün!Evrenin Türküsü - G. Altov - V. Juravleva sf. 137"
Author: Genrich Altshuller
15. "Vakit öldürmenin binbir yolu vardir ve hiçbiri ötekine benzemez, ama hepsi de esdegerdedir; bir sey beklememenin bin sekli vardir, uydurabilecegin ve aninda vazgeçebilecegin binlerce oyun vardir.____________________Artik sen dünyanin adsiz efendisisin, tarihin üzerinde artik etki yapmadigi kisisin, yagmurun yagdigini artik hissetmeyen, gecenin gelisini artik görmeyen kisisin."
Author: Georges Perec
16. "Uzunca bir süre kendine siginaklar kurup yiktin: düzen ya da eylemsizlik, basibos sürüklenme ya da uyku, geceleyin devriye gezmeler, yansiz anlar,gölgelerin ve isiklarin kaçisi.Daha uzun bir süre kendine yalan söylemeyi,kendini sersemlestirmeyi,kendi oyununa gelmeyi sürdürebilirsin belki.Ama oyun bitti,büyük senlik,ertelenmis yasamin yalanci sarhoslugu bitti.Dünya yerinden kipirdamadi ve sen degismedin. Kayitsizlik seni farkli kilmadi."
Author: Georges Perec
17. "Bu akraba meselesi içinden çikilmaz bir seydir. Bazen için kopar disin bagli kalir mesela, bazen de için bagli kalir ama disin kopar. Ekseriyetle insani muallâkta birakan bir acayip haldir yani. Ayrica, hiç kuskusuz, bir insanin ne kadar çok akrabasi varsa o kadar çok ölüm görecek ve o kadar çok aci çekecek demektir. Bazi akrabalara da yoklugunda kavusulur ne yazik ki. Evet, hayatin oynadigi oyunlar yüzünden bazen öyle olur. Ya da, insani ihmalkâr kilan hayatin gürültüsü yüzünden."
Author: Hasan Ali Toptas
18. "Atilla Josef istasyonunda indim trendenuzandim hayatin üstüne boylu boyuncailk maasimi almistim son defa Sirket-i Hayriye'dendeniz ve tren; ikisiyle de siire giderdim ben"
Author: Haydar Ergülen
19. "Eksilince anladik ki, arkadas denen sey bir sakidir; ruhumuzun kadehini doldurur. Bizi yatistirir, bize boyun eger, bizi reddeder, hasta eder, iyilestirir, arkamizda durur, terk eder… Bazen çekip gittigini unuturuz, hala varmis gibi davraniriz. Çünkü o kadehi doldurmaya devam eder. Çünkü biz hep içeriz."
Author: Hüsnü Arkan
20. "Ben ucu ucuna görmüstüm onu. O kadar genç olmasina sasirmistim: Bir delikanliyi andiriyordu, sapasaglam, kazinmis ensesi, gergin ve bronz teni, kaygili bir sevincin egemen oldugu isiltili gözleriyle bir delikanliyi: Savas vardi, onun yarattigi savas ve o generallerle arabadaydi; yeni bir üniforma vardi üzerinde, en faal ve soluk soluga günlerini geçiriyordu, o yaz aksamlarinda hizla insanlarin kendisini tanidigi köylerden geçiyordu. Ve sanki bir oyun oynaniyormus gibi, yalnizca oyun aradaslari ariyordu kendine, hepsi bu."
Author: Italo Calvino
21. "Görünürde hiçbir degisiklik olmadigi, her seyin tekdüze yasandigi günlerde Buck, havanin yavas yavas sogudugunu hissediyordu. Bir sabah geminin pervanesi durdu ve heyecanli bir hareketlilik basladi. Buck ve diger köpekler gemideki bu hareketliligin farkina vardilar. Ne oldugunu anlamaya çalisirken, François geldi, hepsinin boynuna birer ip bagladi, onlari güverteye çikardi. Buck adimini atinca, çamura basmis gibi oldu. Hirlayarak ayagini geri çekti. Yerdeki bu beyaz çamur gökyüzünden dökülüyordu. Buck, anlam vermeye çalisarak basini indirip kokladi, sonra yaladi, dilinde önce soguk, ardindan yakici bir etki biraki ve hemen suya dönüstü. Ne oldugunu bir türlü anlayamadi. Birkaç kez ayni seyi yapti. Çevreden izleyenler bu haline çok güldüler; Buck neden güldüklerini anlamadi ve utandi. O gün hayati boyunca ilk kez kar gördü."
Author: Jack London
22. "Özgürüm: Hiçbir yasama nedeni kalmadi artik bana; denedigim bütün nedenler beni birakti; baskalarini da tasarlayamiyorum. Daha genç sayilirim, yeniden baslamaya yetecek gücüm var. Ama nereden baslamali? En siddetli korkulara, bulantilara düstügümde beni kurtarir diye Anny'ye ne kadar güvenmis oldugumu ancak simdi anliyorum. Geçmisim öldü, Bay de Rollebon öldü, Anny sadece bütün umutlarimi kirmak için geri geldi. Bahçeler boyunca uzayan su beyaz sokakta yalnizim. Yalniz ve özgür. Ama bu özgürlük ölüme benziyor biraz."
Author: Jean Paul Sartre
23. "En sevdigi oyuncagiydi. Neydi? Kirmiziya boyanmis, ufak, tahta bir kus. Kirmiziydi, gerçekten öyleydi; tam da gün isiginda, gölgede, mumlarla, söminenin basinda ona bakan bir oglan çocugunu hayallere daldiracak, parlak, tatli bir kirmizi. Ama muhabbetkusu ya da öyle degersiz bir tür oldugunu sanmayin. Hayir, onun kusu bir baykustu."
Author: Jesse Ball
24. "Yasamak ve üretmek için gerekli olanlari elde etmekten baska insanoglunun en en çok istedigi sey geriye kendisinden bir iz birakmaktir; belki de kendisinin gerçekten var oldugunu ispatlayacak bir kanit birakma pesindedir, bu kaniti bir tahta üzerine, tas üzerine ya da diger insanlarin yasantilari üzerine birakir. Bu derin istek herkes de vardir; tuvalet duvarlarina ayip ifadeler yazan çocuktan kendi imajini insan soyunun zihnine kaziyan Budda'ya kadar Yasam öylesine gerçek disi ki… Var oldugumuz konusunda ciddi kuskularimiz oldugunu ve bunu kanitlamaya çalistigimizi düsünüyorum."
Author: John Steinbeck
25. "Içi geçmis bir kaç kötü oyuncak için bunca çaba!" dedi. "Elbette ki, yasayan bütün yoksullara çok güzel seyler de veremezler."
Author: José Mauro De Vasconcelos
26. "O zamanlar hep ne çok uyudugumu söyler dururdun. Çogu kez ögleye dogru geldiginde uyuyor olurdum. Biraksalar bütün bir gece ve gün boyunca uyuyabilirdim. Belki de yeni bir güne baslayacak, o günü tasiyacak gücü bulamadigimdan uyuyordum. Yatagimda hiçbir sey, disardaki dünyanin acimasiz kavgasi, hatta salondan gelen bizimkilerin tartismalari bile bana dokunmuyordu. Orada öyle, gizlenmis, kimsenin umurunda olmayan bir canliydim ben."
Author: Kürşat Başar
27. "Senin soyunun güçleri arasinda soyunmayi gerektirmeyen bir sey var mi?Anita Blake s.131"
Author: Laurell K. Hamilton
28. "Genç ve yardima muhtaç oldugunuz için sizi ezebilecegini düsünen biri olurdu daima. Belli bir yasin altinda oldugunuz ve henüz sahici bir kisi olamadiginiz için ona katlanmak zorundaydiniz. Bir oyuncak gibi alinip bir kenara firlatilabilir ya da unutulabilirsiniz.(syf. 194)"
Author: Lili St. Crow
29. "Dikkatli olmalisin," dedi Raphael dogal olmayan bir sakinlikle.Elena rahatlamadi, agit hava tehditkar bir vaatle aralarinda asili duruyordu. "Oyun oynamayi sevmem.""Ögren." sy.33"
Author: Nalini Singh
30. "Coskun:… Artik benim sesimi de dinlemeli insanlar! Ister keman sesi olsun,ister oyun sesi;yeni bir ses getirmeliyim bu dünyaya!"
Author: Oğuz Atay
31. "Hayatimla oynuyorum. (Emel'in ellerini tutar.) Fakat bana aciyin, çünkü oyunlara ihtiyacim var. Ne var ki hiçbir seyin sonunu getiremiyorum, oyunlarim hep yarida kaliyor, fakat sizi sonuna kadar seviyorum."
Author: Oğuz Atay
32. "Tehlikeli oyunlar oynanmistir. Insanin içinde ifade edilmez bir eksiklik duygusu kalir. Her sey baska türlü olabilirdi sanki. Bütün bu oyunlar bu kadar da kötü oynanmayabilirdi."
Author: Oğuz Atay
33. "Hayata dayanamayan her insan gibi yapilir oyunda:-mis gibi yapilir."
Author: Oğuz Atay
34. "Gördügünüz gibi Ölüm'üm ben, ama korkmaniz gerekmez, çünkü resimim de. Yine de benden korktugunuzu gözlerinizden okuyorum. Oynadiklari oyuna kendilerini kaptiran çocuklar gibi, benim gerçek olmadigimi bile bile, ölümün kendisiyle karsilasmis gibi dehsete kapilmaniz hosuma gidiyor. Bana baktikça, o kaçinilmaz son vakit gelip çatinca korkudan nasil altiniza dolduracaginizi seziyorsunuz. Bu bir saka degil; ölümle karsilastiginda, özellikle aslan huylu erkeklerin büyük çogunlugu, kendilerini koyuverirler. Binlerce kere naksettiginiz savas alanlari, sanildigi gibi kan, barut ve kizismis zirh degil, bu yüzden bok ve çürümüs et kokar."
Author: Orhan Pamuk
35. "Hakaretler yagdirdigi gazetelerin ondan gittikçe daha çok söz ettiklerini, yüzlerine tükürdügü ödül jürilerinin ona yeni ödüller yetistirdiklerini, sövgülere bogdugu tiyatrolarin onun oyunlarini sahnelemek için pesinden kosturduklarini görenler, inanmak istedikleri bir masalin aslinda "masal" oldugunu anladiklarinda içlerini saran bir düs kirikligina kapilirlar. bu, romancinin dünyasiyla, roman kahramanlarinin dünyasinin birbirinden apayri dünyalar oldugunu bir kere daha hatirlamak için iyi bir firsattir. ama bu dünyanin israrla "otobiyografik" olmak istedigini ve bütün gücünü gerçek bir öfkeden aldigini düsündügünüzde, okudugunuz her Bernhard romanindan sonra, romanlarin içinden geçerek hayalinizde kurmaya çalistiginiz "degerler dünyasinin" neden hep sizi tipki romanlarin kendisi gibi, karikatürleri hatirlatan bir oyunun içine soktugunu sezersiniz."
Author: Orhan Pamuk
36. "Prens Sabahattin'in adi hiç duydun mu?" diye sordu Nusret. "Her neyse. Simdi Paris'te. O da bir Jöntürk sayilir. Bütün prensler gibi aptalin tekidir, ama bir düsüncesi var..." Eliyle odanin bir kösesindeki kitaplari isaret etti. "Ya da, herkesin yaptigi gibi, baskasindan asirilmis bir düsüncesi var ki, dogru buluyorum. Demolins'e göre Ingilizlerin üstünlügünü, orada bireylerin, insanlarin daha özgür olmasinda aramak lâzim. Iste, bizde bu yok. Bizde öyle özgür, aklini kullanan, girisken insan yok! Bizde herkes köle, herkes boyun egmek, toplumun içinde erimek, anneyle teyzenin saçma tehditleri. Din, korku, karanlik düsünceler, ezberlenmis seyler... Sonunda boyun egmekten baska bir sey ögrenmiyorlar. Kimse kendi çabasiyla, topluma karsi çikarak yükselmiyor. Kimse kendi hesabina düsünmüyor. Düsünürse, korkuyor... Herkes olsa olsa kendi hesabina kulluk ediyor." (...)"
Author: Orhan Pamuk
37. "Eger elinizde kazanacak kagitlar varsa oyunu dürüst oynarsiniz."
Author: Oscar Wilde
38. "...senin üzerinde birakmasini istedigim etkiyi sözlerimin birakmasina izin ver lütfen. O sözleri direnmeden benimsemeni ve onlara, senin bana üstün geldigin bir oyundaki hamlelermis gibi davranmamani istiyorum. Sözlerim senin içine, durgun bir göle düsercesine düsmeliler, halka halka yayilmali, dalgalar yaratmalilar ve bütün bunlar gerçeklesirken senin hiçbir seye müdahale etmemeni, yanitini sadece sözlü vermekte degil içinden vermekte de aceleci davranmamani, olanlarin etkisi yayilip sen söylediklerimi gerçekten anlayana kadar beklemeni istiyorum. Yapacak misin bunu Patrice? Benim için yapacak misin? Bir kez, bir tek kez seni bir kalkan gibi koruyan söz ustaligini kenara itecek, incitilmene ve eger kaçinilmazsa da yaralanmana izin verecek misin? Birbirimizden kurtulabilmemiz için?"
Author: Pascal Mercier
39. "Izah mükemmeldi. Gülümsedim. Dün gece bu nüansi niçin kaçirmistim? Içimdeki muhalefetin oyunudur bu. Kalbe karsi bu muhalefetin akildan veya gururdan geldigi sanilir. Bence bu, kalbin kendi kendisine karsi müdafaasidir. Sevgilide kaybolmamak için nefret sebepleri arar, bulamazsa yaratir. Iste böyle, kendi kendini aldattigini anlayinca da utanir ve ona daha çok baglanir. Kendi yalanlarini kabul etmeyen kalbin kendine verdigi ceza."
Author: Peyami Safa
40. "Ah su çocuklar! Bir oyuncak gibi daima oynayacagimizi sanirken, hiç beklemedigimiz bir anda elimizde ates alan bu havai fisekler! Gökte kandil kandil uçtuktan sonra neye çarparak nereye döküleceklerini bilmek mümkün müdür?"
Author: Reşat Nuri Güntekin
41. "Hayatimizin, birtakim ehemmiyetsiz teferruatin oyuncagi oldugunu, çünkü asil hayatin teferruattan ibaret bulundugunu görüyordum. bizim mantigimizla hayatin mantigi asla birbirine uymuyordu. bir kadin, trenin penceresinden disari bakabilir, bu sirada gözüne bir kömür parçasi kaçar, o ehemmiyet vermeden bunu ovusturur ve bu minimini hadise dünyanin en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi. Yahut bir kiremit, hafif bir rüzgarla yerinden oynayarak, devrin gipta ettigi bir kafayi parçalayabilirdi. göz mü mühim kömür parçasi mi, kiremit mi mühim kafa mi diye düsünmek nasil aklimiza gelmiyorsa ve bütün bunlari nasil hiç mütalaa yürütmeden kabule mecbursak, hayatin daha baska türlü birçok cilvelerine de ayni tevekkülle katlanmaya mecburduk."
Author: Sabahattin Ali
42. "Demek hayat böyle iki adim ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpali bir denizdi. Tesadüflerin oyuncagi olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardi? Kullanamadiktan sonra gögsümüzü doldurn hisler ve kafamizda kimildayan düsünceler neye yarardi?"
Author: Sabahattin Ali
43. "Kalabalik beni sahiden sikti. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanlari boyunlarina sarilip öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan degil… Insanlardan nefret etmeyi düsünmedim bile… Sadece bir yalnizlik ihtiyaci. Öyle günlerim oluyor ki, etrafimdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Fakat sonra birdenbire etrafimda bana yakin birilerini ariyorum. Bütün bu beynimde geçenleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman nasil hazin bir hal aldigimi tasvir edemezsiniz. Kis günü sokaga atilmis bir kedi gibi kendimi zavalli hissediyorum."
Author: Sabahattin Ali
44. "Soytari olan ben degilim, deliligini gizlemek için ciddiyet oyunu oynayan, su aklin mantigin almayacagi ölçüde sinsi, bönlügünden bile habersiz toplum."
Author: Salvador Dalí
45. "Peeta'nin, Oyunlar'i resmetmek için bir firçaya ihtiyaci yoktu. Sözcüklerle de ayni ustalikla oynayabiliyordu."
Author: Suzanne Collins
46. "Tilt makinelerini bilirmisin ? ''Oradan oraya siçrarken oyunun disinda bir oda oludugunu odanin disinda bir kent ,kentin disinda bir ülke , ülkenin disinda bir dünya ve dünyanin disinda trilyonlarca yildiz oldugunu unutuyorsun vebu daha baslangiç... ama orada anliyormusun ? Bir kez bunu bilince dipteki delige aldirmiyorsun artik. O zaman ortalikta daha uzun siçrayarak dolasabilirsin."
Author: Terry Pratchett
47. "Tanri zar atmaz. O kainat ile kendi tasarladigi, tarifi imkansiz bir oyunu oynar. Diger oyuncularin (Herkes) gözünden bakildiginda bu, karanlik bir odada, kurallari söylemeyen ve sürekli gülümseyen bir kart dagiticisinin dagittigi bos kartlarla oynanan, sonsuz risklere girilen, anlasilmasi imkansiz ve ne oldugu bilinmeyen bir poker oyununa benzer..."
Author: Terry Pratchett
48. "Mutsuzluktan söz etmek istiyorumDikey ve yatay mutsuzluktanMükemmel mutsuzlugundan insansoyununsevgim aciyor."
Author: Turgut Uyar
49. "Çocukluk yillarim boyunca, tanistigim bütün insanlarin, kaderin bir oyunu olarak, ahmak olduguna inanmistim."
Author: Umberto Eco
50. "Bütün bu yüzyillar boyunca kadinlar, erkegi oldugundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydi bu ve müthis bir yansitma gücü vardi. Böyle bir güç olmasaydi dünya hâlâ bataklik ve balta girmemis ormanlardan ibaret olurdu. Savaslarda zafer kazanildigi duyulmazdi... Çar ve Kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi ise yararlarsa yarasinlar, bütün siddet ya da kahramanlik eylemlerinde aynalar gereklidir. Iste bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadinlarin erkeklerden asagi oldugunda bu kadar israrcidirlar, eger onlar asagida olmasalardi kendileri büyüyemezlerdi."
Author: Virginia Woolf

Oyun Quotes Pictures

Quotes About Oyun
Quotes About Oyun
Quotes About Oyun

Today's Quote

Softly, he inhales and exhales as we kiss. He never stops kissing me; he simply continues to steal my breath, returning it to me only when he's infused it with his essence. Pure lust lives inside him. Every breath I take should come from his lungs."
Author: C.J. Roberts

Famous Authors

Popular Topics